Barok resim sanatının önde gelen devrimcilerinden Caravaggio, Milano yakınlarında yoksul bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. 5 yaşında babasını, 19 yaşında annesini kaybetti.
Kardeşleri ile birlikte Roma’ya taşınarak burada bir ressamın çıraklığını yaptı ve pek çok ustanın eserlerini kopyalayıp kendisini geliştirdi. Caravaggio, rönesans’ın duygusuz sanatını kabul etmedi ve eserleri kendince yorumlamaya başladı.
1500’lerin Avrupası çok katıydı ve din adamları kilise egemenliği sayesinde halka acı çektiriyordu. Sanatın tek alıcısı kiliseydi. Yapılacak eserler için katı kurallar koyar ve sanatçıdan bunu yapmasını isterdi. Eser için kullanılacak figürden, kullanılacak boyaya kadar her şey kilise tarafından belirlenirdi. Leonodo Da Vinci dahi bu kurallar ile resimler ortaya koydu.
Kilise’ yi karşısına almak kimsenin isteyeceği bir şey değildi. Caravaggio buna cesaret eden ilk sanatçı olması açısından oldukça önemlidir. Caravaggio’nun Hilekarlar adlı eseri kardinal Maria Del Monte’yi çok etkiledi ve bu eseri evinin baş köşesine yerleştirdi.
Kilise bu yeteneğe deneme siparişi verir ve Caravaggio’dan Aziz Matta’yı ilahi bir varlık olarak resmetmesini ister. Ancak Caravaggio bunu istememektedir. Gerçekçiliği ve eserleri yorumlayışının en güzel örneklerinden birini sergiler. Eserdeki melek, biraz cilveli ve Matta ise öğrenmeye çalışan yaşlı bir insandır.
Dönemin sanat anlayışı dinsel ve mitolojik karakterleri insanlaştırmaya yöneliktir. Bu eserdeki meleğin cinsiyeti, bakan kişi erkek ise kadınsı kadın ise erkeksi görecek şekilde resmedilmiştir.
Tabii bu eser kilise için bir skandaldan ibaretti. Hemen bu tablonun yeniden yapılması emredilir. Ortaya çıkan yeni eserde ise Matta, meleğe bir şeyler öğretiyormuş gibi yapılmıştır ve daha samimiyetsizdir.
Konuları farklı ele alma biçimi ile Caravaggio, kilise için artık sorun olmaya başlamıştır. Meryem Ana’nın ölümünü resmederken nehirde boğulan gerçek bir kadın cesedini model olarak kullanmıştır.
Kilise artık eserleri Caravagio’ya değil kopyacı sanatçılara yaptırıyordu. Bu durum yüzünden Caravaggio kopyacıları her yerde aşağılıyordu. Sonunda birisi onu şikayet etti ve suçlu bulundu. Aylarca zindanda yattıktan sonra suçu ev hapsine çevrildi.
Görevlilere saldırmasından dolayı yeniden hapse atıldı. Tehlikeli ve agresif birisine dönüşmüştü artık. Çoğu resminde model olarak kullandığı ve Roma’nın en sevilen hayat kadınlarından olan Leda’ya aşıktı. Leda’ya aşık bir başkası daha vardı ve Caravaggio onu düelloya davet etti. Reddedilince birkaç gün sonra onu ağır yaralayarak öldürdü.
Yine bir başka kadın sebebi ile birisini düelloda katletti ve Roma onun başına ödül koydu. Malta’ya kaçtı ve burjuva sınıfından oluşan San Juan Şövalye’lerine katıldı. Burada yine rahat durmayarak şövalyelerden birini öldürdü ve hapse atıldı.
Buradan mucize eseri kaçmayı başardı ve çalışmalarını da alarak Sicilya gemisine bindi. Napoli’de saldırıya uğradı ve ağır yaralandı ancak hayatta kalmayı başardı. Artık affedilmek istiyordu.
Roma onu affettiğini iyileştikten sonra açıkladı. Roma’ya giden gemiye çalışmaları ile beraber bindi. Ancak görevlilere henüz bilgi gitmemişti ve tekrar hapse atıldı. Durum netleşince hemen gemiye koştu fakat artık çok geçti.
Geminin 200 km yakındaki limanda olduğunu düşündü ve yollara düştü. Sıcak bir günde bataklıktan geçerken sıtmaya yakalandı. Hastaneye kaldırılarak öldüğü düşünülmektedir. Bazı uzmanlara göre başka bir suikaste uğrayarak, kimisine göre ise limandaki askerlerden biri ile yaşadığı kavga sonucu öldürüldüğüne yöneliktir.
Ölümü bugün hala sırdır.
Caravaggio adını duyurmuş ve Barok sanat döneminin öncüsü olmuştur. Büyük saygı görmüş ancak çok zorlu bir yaşam sürmüştür.