İçindekiler
Genel Bakış
30 Aralık 1673 tarihinde Bulgaristan’da Sultan IV. Medmed’in (Avcı Mehmed) ve Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Eğitimine önem verildi ve devrin ileri gelen bilginlerinden eğitim alma imkanına sahip oldu. Birçok Osmanlı padişahı gibi sanat ile yakından ilgiliydi. Hat ve tezhip sanatını icra ederdi. Damadı Sadrazam İbrahim Paşa ile birlikte başta Nedim olmak üzere devrin birçok şairini himaye altına alırken kendisi de Necip mahlasıyla şiirler yazdı. Ayrıca musiki ile de yakından ilgileniyordu.
III. Ahmed’in abisi II. Mustafa yeniçeriler tarafından 22 Ağustos 1703 tarihinde, 39 yaşında iken tahttan indirildi. II. Mustafa’nın ölümü üzerine yerine Şehzade III. Ahmed, 30 yaşında iken Osmanlı Devleti’nin 23. hükümdarı olarak tahta geçti. III. Ahmed aynı zamanda 102. İslam halifesi ve Lale Devri sultanıdır.
III. Ahmed Döneminde Gerçekleşen Olaylar
Rusya Çarlığı, Ortodoksların himayesini üstlenme ve Osmanlıdaki Ortodoks Cemiyetini kışkırtma gayesi güdüyordu. Ayrıca Rus kuvvetleri Osmanlı İmparatorluğuna karşı baskın ve yağmalama faaliyetleri gerçekleştirerek Osmanlı’yı sürekli tahrik ediyordu. Bu esnada Rusya diğer cephelerde de mücadele veriyordu. Rus-İsveç Savaşı’nda Rus Çarı Deli Petro tarafından mağlup olan İsveç Kralı XII. Şarl (Demirbaş Şarl) padişahın haberi olmadan Osmanlı Devleti’ne sığındı. Bu durum Rusya’nın Osmanlı topraklarına saldırmasına sebep oldu ve aralarındaki barış sona erdi.
O dönemde sadrazamlık görevini yerine getiren Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri, Kırım kuvvetlerinin desteğini alarak Prut Nehri’nin kıyısında Rusya ordusu ile karşı karşıya geldi. Savaşta galip durumda olan Osmanlılar Rusya İmparatoriçesi olan I. Katerina’nın barış talebini kabul etti. Prut Barış Antlaşması 21 Temmuz 1711’de imzalandı. Antlaşmanın maddeleri gereğince Osmanlı Devleti Azak Kalesi’ni geri aldı. Azak Kalesi’nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Karadeniz’deki gücünü yeniden kazandı. Bundan dolayı Rus Çarlığı İstanbul’da elçi bulundurabilme hakkını kaybetmiş oldu.
Rusya cephesinde başarı yakalayan Osmanlı Devleti ciddi sonuçlar doğuran ve toprak kayıplarının yaşandığı Karlofça’yı telafi etme çabasına girdi. 8 Aralık 1714’te Venediklilere karşı savaş ilan etti. Paralı askerlere sahip Venedik savunması Osmanlı Devleti karşısında güçsüz kalmıştı. 27 Haziran gününde Mora’ya giriş yapabilen Osmanlı birlikleri yaklaşık üç aylık bir zaman diliminde kesin bir şekilde Mora’yı Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına tekrardan kazandırdı. Veziriazam Damat Ali Paşa (Şehit Ali Paşa), İyonya Denizi’ndeki adalardan olan Lefkada’yı fethetti.
Avusturya Arşidüklüğü Osmanlı İmparatorluğu’nun Mora’yı Venediklilere geri vermesini talep etti. Bu talebi reddeden Sultan III. Ahmed, 24 Nisan 1716 tarihinde Avusturya’ya resmen savaş ilan etti. Sadrazamlık görevini yerine getiren Damat Ali Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri, 5 Ağustos günü Voyvodina’nın merkezinde Avusturya kuvvetleri ile karşı karşıya geldi. Saldırı durumuna geçen Osmanlı ordusunun ön kısımlarda savaşan Damat Ali Paşa savaş alanında hayatını kaybetti. Galip durumdan olan Osmanlı silahlı kuvvetleri yaşadıkları ağır kayıplardan sonra geri çekildiler ve savaşta yenildiler. Damat Ali Paşa’nın yerine geçen Hacı Halil Paşa önderliğindeki Osmanlı ordusu Belgrad’a yönelen Avusturya birliklerine karşı uzun bir süre direndi fakat Avusturyalılara engel olamadı. Bunun sonucunda Avusturya Arşidüklüğünün generali Savoy Prensi Eugen, 18 Ağustos 1717 tarihinde Osmanlı Devleti’nin egemenliği altında yer alan Belgrad’ı ele geçirdi.
Hacı Halil Paşa’nın yerine geçen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ve Osmanlı yönetiminde söz sahibi olan devlet adamlarının daha fazla zayiat verilmemesi yönünde görüşleri vardı. Osmanlı Devleti, Avusturya Arşidüklüğü ve Venedik Cumhuriyeti ile arasında gerçekleşen Pasarofça Antlaşması’nı 21 Temmuz 1718’de kabul etti. Osmanlı Devleti antlaşma sonucunda Belgrad, Temeşvar ve Banat bölgelerinin hakimiyetini tam anlamıyla Avusturya’ya verdi.
Lale Devri
Pasarofça Antlaşması itibarıyla Osmanlı’da yeni bir dönem olan Lale Devri başladı. Bu isim bolca lale ekimi ve lale bahçeleri yapılması nedeniyle sonraki yıllarda Yahya Kemal tarafından kullanıldı.
Askerî ve psikolojik üstünlüğün Avrupa’ya geçmesi Osmanlı’yı barışçıl bir politikaya yönlendirdi. 12 yıl süren dönem 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona erdi. Bu devirde Osmanlı edebiyat, kültür ve sanat alanına yöneldi. Ayrıca teknik konularda da Avrupalı devletler incelenerek yeniliklere girişildi. Dönemin gelişmeleri şunlardır:
- III. Ahmed’in emriyle Paris Elçisi 28 Mehmed Çelebi’nin oğlu Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika tarafından ilk matbaa kuruldu (16 Aralık 1727).
- Yalova’da bir kağıt ve İstanbul’da bir kumaş fabrikası kuruldu.
- İstanbul’da sık sık çıkan yangınlar nedeniyle yeniçerilerin içinden bir itfaiye örgütü oluşturuldu.
- Çini imalathanesi açıldı.
Bunun haricinde İstanbul’un birçok yerinde yalı, köşk ve konaklar yapıldı. Devlet ricali bu dönemde sık sık toplanarak sanat sohbetleri yapar ve eğlenceye vakit ayırırlardı.
Patrona Halil İsyanı
Osmanlı’yı etkisi altına alan zevk, sefahat ve israf süreci bazı kitlelerde rahatsızlığa neden oldu. İran cephesinde meydana gelen olumsuz gelişmeler bu kitleyi harekete geçirdi. Camilerde ve diğer yerlerde propaganda yaparak ayaklanmanın zeminini oluşturmaya başladılar. On yedinci Ağa Bölüğü Yeniçerisi Patrona Halil ve yandaşları 25 Eylül 1730’da ayaklanmayı başlattılar. Halkı da yanına alan isyancıların önü kesilemedi. Bu durum üzerine III. Ahmed isyancılarla müzakere edilmesi emrini verdi. Müzakere neticesinde isyancılar Damat İbrahim Paşa ile birlikte 37 kişinin ölümünü talep ettiler. III. Ahmed bu isteği yerine getirmek zorunda kalınca Damat İbrahim Paşa ile birlikte bazı devlet adamları idam edildi.
Bu arada isyancılar Sadabad Köşkü’nü yakıp şehri tahrip ettiler. Divan şairlerinden Nedim de bu isyanda öldü. İsyancıların istekleri yerine geldikçe şiddeti artırdılar. En sonunda III. Ahmed’in tahtan inmesi talep edildi. İsyanın ciddi sonuçlar doğuracağını gören III. Ahmed, kendisine ve aile efradına zarar verilmemesi hâlinde saltanatı teslim edeceğini bildirdi. Bunun sonucunda 1 Ekim 1730’da Osmanlı tahtına Şehzade Mahmud çıktı.
III. Ahmed Dönemi Mimari Faaliyetler
Devletin yönetimindeki her alanla yakından ilgilenen Sultan III. Ahmed Osmanlı topraklarının gelişmesini sağlayan mimari faaliyetlerin yürütülmesine de önem verdi. Hayatı boyunca eğitime önem veren III. Ahmed İstanbul’da bulunan Topkapı Sarayı’na ve Yeni Cami’ye (Valide Sultan Cami) kütüphane inşa edilmesini sağladı. Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Üsküdar Yeni Valide Camisi, Damat İbrahim Paşa Camisi ve Külliyesi bu dönem de ortaya konan yapıtlardan bazılarıdır.
III. Ahmed’in Ölümü
Tahttan indirilmesinden sonra Topkapı Sarayı’nda mahkûm hayatı yaşayan III. Ahmed, sahip olduğu şeker hastalığı sebebiyle 1 Temmuz 1736’da 62 yaşında iken vefat etti.
Kaynakça
- Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları (s. 315-328), İstanbul: Oğlak Yayınları.
- Kinross, Lord (1977), The Ottoman Centuries, İstanbul: Sander Kitabevi.