Animizm

Benzer İçerikler

Animizm (canlıcılık), canlı ve cansız (İnsan yapımı nesneler, dağlar, denizler, taşlar, su, gök, yıldırım vb. ) her şeyin bir ruha veya öze sahip olduğu fikridir. “Animizm” sözcüğünü ilk olarak İngiliz antropolog Edward Burnett Tylor, “Primitive Culture” adlı eserinde kullanılmıştır. Anima kelimesi Latincede “ruh, hayvan” anlamına gelmektedir.

Animist inançların ortaya çıkması ise şu şekilde açıklanır: “İnsanlar işleyişini kavrayamadığı olaylar karşısında, bu olayların muğlak ve karanlık güçler tarafından yönetildiği hissine kapılmıştır. Bu güçlere kendi iradesinin niteliklerini atfetmiştir.” Bu çerçevede animizm, insanların ve nesnelerin ruhlar tarafından yönetildiği inancına dayanan ilkel dinsel görüş olarakta tanımlanabilir. Elde edilen bilgiler, insanlığın başlangıç çağlarında dahi animizm belirtilerine yer yer rastlanabileceğini göstermektedir. Bilim ilerledikçe, insanlar doğaya egemen olmaya başladıkça, animizm de yerini çok tanrıcılığa ve giderek tek tanrılı dinlere bırakmıştır. Günümüzde çok az dahi olsa bazı ilkel kavimler bu inancı sürdürmektedir.

Animizm, insanın kendini doğanın efendisi olarak değil, doğanın bir parçası olarak gördüğü toplumlara özgüdür. Bu inanç biçiminin en önemli etkisi, canlı ve cansız her şeyde ruhların varlığını gören insanın, onları incitmekten ve onlara zarar vermekten çekinmesidir. Genellikle ilkel kültürlerle ilişkilendirilen animizmin unsurları, dünyanın en önemli dinlerinde de görülebilir. Örneğin Şintoizm 112 milyondan fazla insan tarafından takip edilen geleneksel Japon dinidir. Her şeyin özünde yaşayan ve “kami” olarak bilinen ruhlara olan inanç, modern Şinto’yu eski animistik uygulamalarla ilişkilendirir. 

Animizm, hayatla ilgili olayları, düşünen bir ruhun yönettiğine inanılan bir sistemdir. Bu nedenle, Stahl Doktrini olarak da bilinir. Stahl’ın animizmi hem vitalizme hem de mekanizme karşıdır. Mekanizm, hayat olaylarını yalnız fizik-kimya olgularından ibaret saymaktadır. Vitalizm ise hayat olaylarını yarı maddi ve yarı manevi olan hem fizik hem kimya olaylarından hem de düşünen ruhtan ayrı bir hayat ilkesiyle açıklar. Animistler, hayatla ilgili olayları tek bir sebebe, düşünen veya akıllı bir ruha bağlarlar.

İlginizi Çekebilir

Tanrı ve İnsan – 2

Eşref-i mahlukat olarak addedilen insan, bu özelliğiyle tasavvufta daha da derin anlamlar yüklenerek yüceltilmiştir. İnsan’ın Yaratıcının yer yüzündeki halifesi...