Avrupa, gerek mimari açıdan gerekse görselliği ile ön plana çıkmış birbirinden güzel yapıları bünyesinde bulundurmaktadır. Bunların içerisinde göze en çok hitap edenlerse şatolar ve kalelerdir. Masallardan fırlamış gibi görünen bu eşsiz güzellikteki yapıları sizin için derledik.
Bled Şatosu – Slovenya
Slovenya’da Beld Gölü’nün 100 metre yükseğindeki bir kayanın üzerine inşa edilmiş şatodur. Muhteşem manzarası ile görenleri büyülemektedir.
Kale, 1011 yılında piskoposlar tarafından savunma amacıyla yapılmıştır. Orta Çağ’da feodal yapıya uygun biçimde kale sahibi için tasarlanmış müstahkem ana kısım ve sur, hizmetkarlar için de bölümler yapıldı. 1511 yılında meydana gelen depremden zarar görse de tekrar inşa edildi. Kale binaları fresk tekniğiyle boyanmış, arma resimleriyle süslenmiş ve bazı görseller taşa oyulmuştur.
Bran Şatosu – Romanya
Bram Stoker tarafından yazılmış olan Dracula (III. Vlad Tepeş)’nın bu şatoda yaşadığı iddia edilmektedir. Şu anda müze olarak gezilebeilecek olan bu yapı her mevsim kasvetli ve ürkütücü görüntüsü ile çok çekici gelmektedir. Yapı Karpat Dağları’nda Transilvanya bölgesindedir.
Macaristan Kralı I. Louis’in emriyle 1377 yılında yapımına başlandı ve birkaç yıl içerisinde tamamlandı. Bölgedeki çatışmalarda stratejik konumu nedeniyle önemli bir yer haline geldi. Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) kaleyi kullandığına dair iddialar kanıtlanamamıştır. Ancak anlatılan hikayeler ve efsaneler şatoyu daha cazip bir yer haline getirmiştir.
Egeskov Şatosu – Danimarka
Avrupa’nın en iyi korunmuş Rönesans su şatosudur. Temeli sırf meşe ağacından olduğu için adı Egeskov Meşe Ormanı’dır. Sularla çevrili olması manzarasına güzellik katmaktadır.
Egeskov Kalesi 1554 yılında Frands Brockenhuus adında Danimarkalı bir asilzade tarafından yaptırılmıştır. Suların içinde inşa edilmesinin nedeni ise kolay savunulmasıdır. Günümüzde özel mülk olan şatonun çevresinde turistik alanlar bulunuyor.
Neuschwanstein Şatosu – Almanya
“Uyuyan Güzel” masalına ilham olan şatodur. ‘Neuschwanstein’ Almanca’da Yeni Kuğu Kayası anlamına gelir. Yapının beyaz duvarları ve yüksek kuleleri bir kuğuyu andırır ve enfes bir görüntü sağlar.
Bavyera Kralı II. Ludwig’in Prusya’ya yenilmesinden sonra krallığının kudretini göstermek için ihtişamlı yapılara yöneldi. Neuschwanstein Şatosu bu amaçla tasarlandı ve 1866 yılında tamamlandı. Ancak Ludwig şato tamamlanmadan yedi hafta önce hayatını kaybetti.
Chambord Şatosu – Fransa
16. yüzyılın ikinci yarısında Kral I. François av köşkü olarak inşa ettirmiştir. 15 yılda tamamlanan yapıda 1800 inşaat işçisi çalıştı. 440 odası vardır ve Fransa’da idaresi ve mülkiyeti tamamen devlete ait olan tek komündür. Bu görkemli yapı yılda birçok turisti ağırlamaktadır. Ayrıca dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Chenonceau Şatosu – Fransa
Zamanının en ünlü ailelerinin yaşamış olduğu bir yapıdır. Louire Vadisi’nde yer alıyor. Yapının bir diğer adı ise “Hanımlar Kalesi”dir. Şato François Mansart tarafından tasarlandı ve 1671’de tamamlandı.
Lichtenstein Şatosu – Almanya
Özellikle bahar aylarında eşsiz bir güzelliğe bürünen bu harika şato Svabya Alpleri’nde bulunuyor. Adını ise bir romandan almıştır. Şato, sarp kayalıkların üzerinde vadiyi kuş bakışı görür.
1802’de Württemberg Kralı I. Frederick av köşkü olarak inşa etti. 1840 – 42 yılları arasında Württemberg Kontu Wilhelm ise mevcut kaleyi yeniledi ve yeni yapılar ekledi. Günümüzde kalenin sahibi Urach Dükleri’dir. Ziyaretçilere açıktır. Kalede tarihi silahlar ve zırh koleksiyonu bulunur.
Mont Saint Michel Şatosu – Fransa
Fransa’da Paris şehrinden sonra en çok turist çeken yerlerden biridir. Sular yükseldiğinde yüzüyor görünümü vermesi ziyaretçileri oldukça etkiliyor. Görülmesi gereken yerelerden birisi. Avrupa’daki en görkemli şatolar arasındadır.
Reichsburg Şatosu – Almanya
Yeşillikler arasındaki Gotik mimariye sahip tarihi binalarıyla bu kentte Orta Çağ havasını yoğun bir şekilde hissedebiliyorsunuz. İlk inşa edildiğinde Alman kralı III. Konrad’ın yaşadığı yerdi. Daha sonra Fransa Kralı XIV.Louis’nin devraldığı şato, 1689 yılında büyük bir yangın yaşadı. 1868 yılında bir Alman iş adamı tarafından satın alınan şato, restore edilerek eski görkemli haline yeniden kavuşmuştur.