İçindekiler
Giriş
Budizm, M.Ö 6. Yüzyılda Hindistan’da doğmuş bir dindir. Siddhartha Gautama (Budda)’nın felsefesine dayanır. Yaklaşık 500 milyon takipçisi ile günümüzde en çok mensubu olan dinler arasında yer alır. En yaygın olduğu bölgeler Hindistan, Doğu ve Güneydoğu Asya’dır. Ayrıca Avrupa, Kuzey Amerika ve İngiltere’de de mensupları bulunur.
Budda’nın Hayatı
Budizmin kurucusu Budda zengin ve güçlü bir ailede doğdu. Babası, küçük bir beyliğin hakimi olan Suddhodana, annesi Maya idi. Budda’nın doğumuna ilişkin mitolojik anlatımda annesinin görmüş olduğu bir rüyadan ve babasının onun geleceği hakkında falcılara başvurmasından bahsedilir. Bu anlatımlarda onun ya kudretli bir hükümdar veya bir “budda” olacağı belirtilmektedir.
Babası onun budda olmasını önlemek için saray dışı ile irtibatını kesmiştir. Siddhartha (Budda) evlendirilmiş ve bir oğlu olmuştur. Ancak o, bir vesile ile saray dışındaki hayatın ızdıraplı taraflarını görmüş ve 29 yaşında iken ailesini terk ederek bir ormanda inzivaya çekilmiştir. Önce yoga sonra altı yıl bir deri bir kemik kalıncaya kadar çile metodunu uygulamış, fakat bunlar onu tatmin etmemiştir. Siddhartha, Nerancara Nehri kenarında
bir incir ağacı altında bağdaş kurarak oturup derin tefekküre dalmış, 35 yaşında iken zihni aydınlanmış, ilhama kavuşmuş ve “Budda” olmuştur. Budda, 80 yaşında ölünceye kadar bulduğu hakikati yaymıştır.
Budda’nın Telkinleri – Budizmin Prensipleri
Budda’nın verdiği ilk vaaz, “kanunun tekerleğini döndürmek” şeklinde açıklanmıştır. Bunun için tekerlek Budizmin sembolü olmuştur. Budda, saray hayatı ve züht (çile) gibi iki aşırılık arasındaki orta yolu telkin etmiştir. İki aşırılık ızdıraplı iken orta yolda bilgi, kurtuluş ve mutluluk vardır. Bu orta yol kişiyi elem ve keder denizi olan bu dünyadan bir kere daha dönmemek üzere kurtararak “nirvana”ya ulaştıracaktır.
Kişi, ızdırap ve onun giderilmesi hakkındaki gerçekleri öğrenir. İyi bir Budist olarak yaşarsa nirvana’ya kavuşur. Nirvana’ya ulaşmak için kötü huylara sahip benliği, tutku ve ihtirası yok etmek gerekir. Budda, kurtuluşa, nirvana’ya ulaşabilmek için dört kutsal gerçek telkin etmiştir. Bu dört gerçek: ızdırap, ızdırabın kaynağı, ızdırabın giderilmesi ve ızdırabı giderme yollarının ne olduğudur.
Izdırabı dindirmek, iç huzura kavuşmak ve manevi durgunluğa ulaşmak, sekiz kollu bir yolun takip edilmesi ile mümkün olur. Bu sekiz kollu yol, şunlardan ibarettir:
- Doğru söz
- Doğru davranış
- Doğru geçim
- Doğru muhakeme
- Doğru murakabe
- Doğru anlayış
- Doğru düşünce
- Doğru niyet.
Budizmin Kutsal Kitapları
Budda, gezici vaiz olarak telkinlerini tebliğe çalışmıştır. Kendisi bir kitap bırakmamıştır. Budda’nın sözleri konsillerde tartışılmış, dört yüzyıl sözlü olarak rivayet edilmiş ve M.Ö. I. yüzyılda Seylan’da yazıya geçirilmiştir. Çekirdeğini Budda’nın sözlerinin teşkil ettiği Pali Dilinde yazılmış bu kutsal kitaba, üç sepet anlamında “Tipitaka” (Tripitaka) denir. Tipitaka, üç bölümden oluşur:
- Vinaya-pitaka (doktrin ve disiplin sepeti)
- Sutta-pitaka (telkin sepeti: Budda’nın konuşmaları)
- Abhidhamma-pitaka (felsefe ve psikolojik yorumlar sepeti)
Diğer kutsal metinler Budizmin yayıldığı coğrafyalara göre şekillenmiştir. Bunlar;
- Sutralar: Esas olarak Mahayana Budistleri tarafından benimsenen kutsal öğretilerdir. 2.000’den fazla sutra vardır. Çoğu Pali metinlerinin yorumunu içerir. Ayrıca Sanskritçe yazılan dokuz eserde Mahayana mezhebinin metinleri olarak bilinir. Bu dokuz eser;
- Astasahasrikaprajnaparamita: İdeal bir Budistin altı önemli özelliğinden bahseder.
- Gandavyuha: Bodhisattva Manjusri’nin erdemlerinden bahseder.
- Dasabhumisvara: Kişiyi budalık mertebesine eriştiren on adım ile ilgili bilgi verir.
- Samadhiraja: “Meditasyonun kralı” manasındadır. Nirvana’ya ulaşmayı amaçlayan kişinin meditasyon adımlarını tanımlar.
- Lankavatara: Yogacara ekolünün görüşlerini ele alır.
- Saddharma-Pundarika: Lotus-sutra olarak bilinir. Budizm’in tarihi açısından önem arz eder. Budizm’in temel niteliklerinden bahseder.
- Tathagata-garbha-sutra: Her insanın aydınlanmaya erişebileceğini, ancak bu mükemmelliğin örtülü olduğunu ve çaba harcayarak ortaya çıkabileceğini belirtir.
- Lalitavistara: Budda’nın hayatına ilişkin önemli detaylar verir.
- Suvarnaprabhasa: Felsefe ve efsaneler iç içe geçmiştir. Tantra ayinlerini ele alır.
- Ölüler Kitabı: Bu Tibet metni, ölümün aşamalarını ayrıntılı olarak anlatmaktadır.
Budizmde Tanrı Anlayışı
Budda, Tanrı hakkında bir şey söylememiştir. Yaratıcı bir Tanrı’nın varlığı, Budda tarafından açıkça münakaşa edilmez. Budistler, kâinatı kimin yarattığı konusuna ilgisiz kalırlar. Bu konuyu tartışmanın kendilerine bir fayda sağlayacağına inanmazlar. Onlara göre hidayet ve kurtuluş, dünya ve ızdıraplarından, tenasüh çemberinden kurtulmaktır.
Budistler, Budda bütün putların kırılmasını emretmiş olmasına rağmen tarihi gelişme içinde onun heykellerini yapmış ve onu tanrılaştırmışlardır. Budda, nirvana’nın şahıslaşmış şekli olarak sayılmış ve dini duygular ona yöneltilmiştir.
Bazı bilginler Budizmi ateist, tanrısız bir din olarak nitelendirmişlerdir. Bu konudaki zorluk bu dinin kutsal kitabının dört yüzyıl şifahi olarak nakledilmesinden ve Hinduizme tepki sonucu ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. Öte yandan Budizmde, Hinduizmdekinden farklı olarak “karma” inanışı iradi fiile dayanır. Dolayısıyla kişinin ferdi kurtuluşu ön plana geçmiştir. Böylelikle brahmanların tanrı anlayışına bir tepki olarak, Yahudilerin Tanrı’nın adını ağızlarına almama prensibi gibi Budda ve Budistler Tanrı konusunda sessiz kalmış olabilirler.
Budizmde İnanç ve İbadet
Budizmde iman ikrarı şu şekildedir: “Budda’ya sığınırım, dhamma’ya sığınırım, Sangha’ya sığınırım.” Buna “üç cevher” denir. Budda dinin kurucusu olarak inancın merkezinde yer alır. “Dhamma”; doktrin, din, hakikat gibi anlamlar ifade etmekle beraber, Budda’nın doktrin telkinini, bulduğu hakikati ihtiva eder. Hristiyanlıkta Hz. İsa, İslam’da Kur’an ne ise Budizmde de dhamma odur.
Sangha, Budizmdeki rahipler sınıfını ifade eder. İlk defa Budda tarafından kurulmuştur ve dünyadaki en eski bekar rahipler teşkilatıdır. Budizmde ayrıca rahibeler de vardır.
Budizmde “karma” ve “Tenasüh” inancı vardır. Karma, kişinin davranışının, içinde yaşadığı kast dilimine göre değil, iradesine bağlı olduğunu ifade eder. Tenasüh, kişinin kötülükleri terk edip Nirvanaya ulaşıncaya kadar cesedi varlık şekillerinde yükselip alçalarak ölüm ötesinde hayatının devam edişidir. Zihni ve bedeni ihtiraslardan kurtulduktan sonra, artık yeniden doğum, tenasüh yoktur. Zira kişi, hayatın ihtiraslarını söndürmüş; kin, hırs ve boş ümitlerden sıyrılmış, kurtuluşa, yani nirvana’ya ulaşmıştır.
Hıristiyanlıktaki “Faraklit” (Paraklit) gibi Budizmde de gelecek bir şahsiyetten söz edilir. Zira Budda dini tamamlayamadığını, kendisinden sonra “Maitreya” (Metteya) yani “herkese alemlere rahmet” bir kimse gelip bu işi tamamlayacağını ifade etmiştir.
Budizmde tapınak (pagoda) vardır. Bu tapınaklarda Budda’nın heykeli bulunur. Budist, tapınağa girdiğinde bu heykele saygı gösterir; çiçek, buhur (tütsü) sunar. Evde de Budda’nın heykeli bulunan bir köşe vardır. Budist, evde olsun tapınakta olsun yaptıklarında dua ve niyaz gayesi gözetmez. Dolayısıyla Budizmde belirli bir ibadet ve dua söz konusu değildir.
Budist gelenekte üç şeye önem verilir:
- Budda’nın heykelleri,
- Budda’nın stupa‘larda koruna gelen hatıraları,
- Budda’nın altında ilhama kavuştuğu “Bodhi Ağacı”.
Budda’nın doğduğu, aydınlandığı, ilk vaazını verdiği ve öldüğü yerler, kutsal ziyaret yerleridir. Budizmin bazı inanç ve gelenekleri mezheplerine göre de değişiklik gösterir. Budizmin iki büyük mezhebi vardır: Mahayana (büyük araba), Hinayana (küçük araba). Mahayana’da herkesin kurtuluşu Hinayana’da kişinin kendi nirvana’sı esastır.
Budistin Uyması Gereken Dini Kurallar
Her Budistin uyması gereken beş prensip vardır:
- Öldürmemek ve zarar vermemek
- Çalmamak
- Duyu organlarını yanlış yolda kullanmak
- Yalan söylememek
- İçki ve uyuşturucu kullanmamak.
Dolayısıyla Budist; kasaplık, meyhanecilik yapamaz. Silah, zehir ve uyuşturucu imal edemez, alamaz, satamaz. İyi bir Budist avlanmaz, balık tutmaz, ateş etmez, kanlı sporlara girişmez.
Budist, ayrıca Sekiz kollu Yolla ilgili doğru düşünme, muhakeme etme; zihnini aydınlatma, nefesini kontrol altına alıp hareketlerini yavaşlatma; kin, nefret, hırs gibi kötü huylardan uzaklaşmaya da çalışır. Rahiplerin traş olma, sarı elbise giyme, dilenme, öğleden sonra oruç tutma gibi, bütün bunlardan fazla, bir takım kuralları yerine getirmesi gerekir.