Farabi

Benzer İçerikler

Hayatı

870 tarihinde Farab kasabasının Vesic köyünde (Günümüzde Kazakistan sınırları içerisinde bulunan Otrar) doğdu. Batı kaynaklarında Alfarabius ve Abunaser diye anılır. Ailesine dair çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Farabi, ilk eğitim ve öğrenimine küçük yaşta Vesic de başladı. Ancak daha sonra 9-10 yaşlarında iken Farab’a giderek orada ilim öğrenimine devam etti. Zira eğitimi ve hocaları hakkında kapsamlı bilgi bulunmamaktadır.

Eğitiminin akabinde Vesic’te kadılık yaptığı, daha sonra kendisini ilme verdiğine dair aktarımlar mevcuttur.  Buhara, Semerkant, Merv ve Belh gibi kendi bölgesinin veya İran’ın önemli ilim ve kültür merkezlerini ziyaret ettiği, kırk yaşından sonra dönemin ilim ve sanat merkezi olan Bağdat’a geldiği düşünülmektedir. Bağdat’ta bir Hristiyan olan Ebu Bişr Matta b. Yunus’tan mantık dersleri aldı. Bu dönemde ders aldığı diğer hocası da Harranlı Yuhann b. Haylan’dır. Farabi, Bağdat’ta ayrıca meşhur dil bilgini Ebu Bekr Muhammed İbnü’s Serrac’dan Nahiv dersleri almış, Farabi’de Serrac’a mantık dersleri vermiştir.  Farsça’yı, Arapça’nın inceliklerini,  mantık ilmini ve felsefeyi öğrenen Farabi yirmi yıl kadar Bağdat’ta kaldı. Daha sonra Bağdat’ta meydana gelen karışıklıklar sebebiyle 941 yılında Dımaşk’a (Suriye Şam bölgesi) gitti.  Yaklaşık seksen yaşında Şam’da öldü. Cenazesine önde gelen on beş devlet büyüğüyle birlikte Emir Seyfüddevle katıldı ve Babüssagirde toprağa verildi.

Kişilik Özellikleri

Farabi, gösterişe ve maddi servete değer vermeyen bir kişiliğe sahipti. Biyolojik zevklerin ve güzelliklerin geçici olduğunu kabul ederek, bu güzelliklerin çoğundan kendini uzak tutmuş, sade bir hayatı, seçmiş, darlık ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Yaşamı boyunca Orta Asya Türk kıyafetini hiç değiştirmemiştir. Genellikle münzevi bir hayat yaşamayı seven Farabi hiç evlenmemiş ve mal mülk edinmemiştir. Fırsat buldukça su kıyılarında ve bağlık bahçelik yerlerde gezinir, öğrencileriyle buralarda buluşurdu. 

Taḥṣilü’s-saʿade adlı eserinde yetkin bir filozofun niteliklerinden, “Öğrenim sırasında karşılaştığı güçlüklere katlanmalı, üstün bir zeka ve kavrayışa sahip bulunmalı, doğruluğu ve doğruları, adaleti ve adil olanları seven, onurlu bir şahsiyet olmalı, altın, gümüş ve benzeri şeylere değer vermemeli, yeme içme konusunda aç gözlü ve nefsani arzularına düşkün olmamalı, doğruya ulaşmak için azim ve iradesi güçlü bulunmalıdır” (s. 94) şeklinde söz eder. Farabi’nin yetişmesine ve eserlerine yansıyan fikirlerine kaynaklık eden üç önemli unsur vardır. Bunlar; Türk kültürü, Yunan felsefesi ve İslam dinidir. Bu üç düşünce ve kültürün izleri onun eserlerinde görülebilir.

Felsefesi

Farabi’ye ikinci öğretmen anlamına gelen Muallim-i Sani denilmektedir. Bunun nedeni ise Sasani hükümdarının ricasıyla yazılan ilk felsefe ansiklopedisi özelliği taşıyan ve Aristo’nun eserlerine denk bir içerikte olan “et-Ta’limu’s-Sani” ismindeki eseridir. Farabi, İslam düşünürleri arasında Helenistik felsefeden en çok faydalanan ve Aristo’yu en iyi anlayan düşünürleri arasındadır. Farabi’nin Yunan felsefesinden ve özellikle Aristo’dan etkilenmesi; Mısır, Hint, Asur ve Babil gibi eski medeniyetleri kapsamına alabilecek şekilde gerçekleşmiştir. Ancak Farabi’nin tüm bu medeniyetler karşısında kendi öz kültürünü ve düşüncesini kaybetmemiştir. Hiçbir zaman tamamen Aristo ve Eflatun’un bir takipçisi olmadı. Onlardan faydalanmasına karşın pek çok noktada Helenistik düşünceden ayrılmıştır. Misal Farabi, Aristo metafiziğinin kuvvet ve fiil nazariyesini kendi metafiziğine temel olarak almakla beraber, onun metafizik düşüncesi Aristo’nunkinden özellikle şu üç noktada ayrılır:

  1. Aristo’ya göre, Allah ve madde birbirinden bağımsız iki ayrı varlıktır. Allah maddeye suret verir ve alemin merkezinde bulunur. Farabi’de ise, madde Allah’a dayanmaktadır ve zorunluluğunu da Allah’tan almaktadır.
  2. Aristo’da alemi Allah sadece güzellik ve iyilik kurallarına, belirli hedeflere makanik olarak idare eder. Farabi’ye göre ise, bilerek, inayeti ve varlığı idare eder.
  3. Aristo’ya göre ilk hareket ettirici olan Allah aynı zamanda tümel akıldır ve maddeye mekanik olarak etkide bulunur. Halbuki Farabi’ye göre Allah, biricik ve zorunlu varlıktır.

Farabi felsefeye geometri ve mantık bilgisiyle girileceğini, fakat fizik bilmeden de bu alanda bir varlık göstermenin mümkün olamayacağını belirtir. Çünkü fizik bizim en kolay anlayabileceğimiz ve bize en yakın bir alandır (Risale fima yenbaġi, s. 62).

Farabi’ye göre felsefe varlık olarak varlığın bilgisidir (el-Cemʿ, s. 80); yani bütün kainatı önümüze seren ve her şeyi kuşatan külli bir ilimdir. Şu halde varlığın ilk prensibini ve en son gayesini araştıran, onun işleyişini sebep-sonuç ilişkisi içinde yorumlayan filozofun bilgisi de külli olacaktır. Bundan dolayı Farabi, “Filozofun yapması gereken şey kendi gücü ölçüsünde Allah’a benzemektir” derken (Risale fima yenbaġi, s. 62) bundan, ruhi ve ahlaki arınmanın yanı sıra filozofun fikren de aydınlanarak Tanrı gibi varlığın evrensel bilgisine sahip olmasını kastediyordu; buna karşılık ruhunu ve ahlakını arındırma kaygısı taşımayan ve sadece teorik bilgilerle yetinen kimseye “sahte filozof” diyordu (Taḥṣilü’s-saʿade, s. 95). Zira felsefe yapan kimsenin en son amacı önce kendi ahlakını, sonra ailesinin ve ülkesindekilerin ahlaki durumlarını düzeltip iyileştirmek olmalıdır (Risale fima yenbaġi, s. 62).

İlimler Tasnifi ve Mantık

İlimlerin Tasnifi

Farabi, İḥṣaʾü’l-ʿulûm adlı eserinde kendi dönemindeki ilimlerin tasnifini yapmış, her ilmin tanımını, teorik ve pratik açıdan değerini belirterek eğitim ve öğretimdeki önemine işaret etmiştir. Farabi Taḥṣilü’s-saʿade, et-Tenbih ʿala sebili’s-saʿade ve et-Tavṭıʾe adlı eserlerinde de daha kısa bazı tasnifler vermektedir. Farabi önce ilimleri beş ana başlık altında sınıflandırır, sonra da aşağıda görüldüğü şekilde her ilmin kapsamındaki diğer ilimleri sıralar 

1. Dil: Sarf, nahiv.

2. Mantık: Organon’un kapsamında yer alan sekiz kitap. 

3. Matematik: Aritmetik, geometri, optik, astronomi, müzik, mekanik. 

4. Fizik ve Metafizik (burada fizikten maksat Aristo’nun tabiat ilimleri alanındaki sekiz kitabıdır). 

5. Medeni İlimler: Ahlak, siyaset, fıkıh, kelam.

Aristo’nun ilimleri teorik, pratik ve poetik şeklindeki üçlü tasnifiyle Kindi’nin beşeri ve dini ilimler tarzındaki ikili tasnifi incelendiği takdirde Farabi’nin daha kapsamlı ve kendine has bir tasnif yaptığı görülür. Ayrıca Farabi ilim ve sanatları taşıdıkları değer açısından da bir tasnife tabi tutmuştur. Buna göre bir ilmin değeri konusunun şerefli oluşundan, kullandığı delillerin kesin sonuç vermesinden veya pratikte büyük yarar sağlamasından kaynaklanır. Astronomi birinciye, geometri ikinciye, dini ilimler de üçüncüye örnek gösterilebilir.

Mantık

Farabi en büyük başarısını mantık alanında göstermiştir. Aristo’nun Organon adlı mantık külliyatı kapsamına giren her kitap üzerinde çalışmış; bunların şerh, tefsir ve özetlerini hazırlamak suretiyle bu külliyatın incelenmedik ve açıklığa kavuşturulmadık hiçbir noktasını bırakmamıştır. Özellikle de Kindi ve diğer mantıkçıların görmezlikten gelerek çözümsüz bıraktıkları kıyas ve ispat teorisiyle ilgili problemleri üstün bir liyakatle çözüme kavuşturmuştur. Ayrıca kendisi de mantığın her bölümü için müstakil kitaplar kaleme alarak sonraki nesillere zengin bir literatür bırakmıştır.

Farabi yaptığı bir taksimle mantığı “tasavvurat” (kavramlar) ve “tasdikat” (hükümler, önermeler) olmak üzere ikiye ayırır ki (Kitabü’l-Burhan, s. 19) böyle bir yaklaşım Aristo’da görülmez. Farabi’den sonra İslam dünyasında yazılan bütün mantık kitapları bu plana bağlı kalmıştır. Farabi, herhangi bir şey hakkında bilgi edinirken zihnin iki aşamalı bir işlem yaptığını kabul eder; önce düşüncenin yapı taşları durumundaki kavramlara, sonra da bu kavramları kullanarak hükümlere yani önermelere ulaşır. Buna göre birinci bölümde terimler ve tarifi meydana getiren temel unsurlar, ikinci bölümde de önermeler, kıyas ve çeşitli ispat şekilleri söz konusu edilmektedir.

Farabi dil ile mantık arasında yakın benzerlik ve sıkı ilişki bulunduğu hususu üzerinde önemle durur. Ona göre dil bilgisi hatasız konuşmanın, mantık da doğru düşünmenin kurallarını vermektir. Dil bir dış konuşma ise mantık da iç konuşmadır. Bir başka söyleyişle dilin lafızlarla olan ilişkisi ne ise mantığın kavramlarla olan ilişkisi de odur.

Ontoloji

Farabi’ye göre insan aklının ulaşabildiği en genel kavram varlıktır. Bu yüzden varlığın tanımı yapılamaz, çünkü tanım cins ve fasıldan oluşur. Varlığı kuşatacak daha külli bir kavram bulunmadığına göre onun tanımını yapmak mümkün değildir. Bu basit ve yalın kavramı tanımlamak için gösterilecek her çaba sadece akla yapılan bir uyarı durumunda kalacak ve bilinenin tekrarından öte herhangi bir anlam taşımayacaktır. Şu halde varlık vardır ve apaçıktır; bu konuda birtakım spekülasyonlara kalkışmak bilgimize yeni bir şey katmayacaktır (ʿUyûnü’l-mesaʾil, s. 65).

Farabi varlıkları sınıflandırırken en üstte bulunan, en salt ve en mükemmel olan “ilk sebep”ten (Tanrı) başlayarak basitlik ve mükemmelliğin en alt düzeyinde yer alan ilk maddeye (heyûla) kadar iner. Buna göre varlık mertebelerinin ilki, insan aklının ulaşabildiği en kutsal varlık olan Tanrı’dır.

Eserleri

  1. el-Medinetü’l-fażıla
  2. es-Siyasetü’l-medeniyye
  3. Kitabü’l-Mille. 
  4. İḥṣaʾü’l-ʿulûm. 
  5. Taḥṣilü’s-saʿade.
  6. et-Tenbih ʿala sebili’s-saʿade. 
  7. Fuṣûlü’l-medeni.
  8. el-Cemʿ beyne reʾyeyi’l-ḥakimeyn
  9. el-İbane ʿan ġarażi Aristotalis fi Kitabi Ma Baʿde’ṭ-ṭabiʿa. 
  10. Meʿani’l-ʿaḳl. 
  11. Risale fima yenbaġi en yüḳaddem ḳable teʿallümi’l-felsefe
  12. ʿUyûnü’l-mesaʾil. 
  13. Fuṣûṣü’l-ḥikem
  14. el-Mesaʾilü’l-felsefiyye ve’l-ecvibetü ʿanha
  15. en-Nüket fima yeṣıḥḥu ve ma la yeṣıḥḥu min aḥkami’n-nücûm 
  16. et-Taʿliḳāt 
  17. ed-Deʿava’l-ḳalbiyye 
  18. Risaletü Zinûni’l-kebir. 
  19. İs̱batü’l-müfaraḳāt 
  20. Felsefetü Arisṭoṭalis. 
  21. Felsefetü Eflaṭun. 
  22. Telḫiṣu Nevamisi Eflaṭun. 
  23. Kitabü’l-Ḥurûf. 
  24. Risale fi’l-ḫalaʾ. 
  25. Vücûbü ṣınaʿati’l-kimyaʾ. 
  26. el-Elfaẓü’l-müstaʿmele fi’l-manṭıḳ.
  27. et-Tavṭıʾe. 
  28. el-Fuṣûlü’-ḫamse. 
  29. İsaġüci (el-Medḫal).
  30. Kitabü’l-Maḳülat. 
  31. Kitabü’l-ʿİbare.
  32. Kitabü’l-Ḳıyas. 
  33. Kitabü’l-Ḳıyasi’ṣ-ṣaġir.
  34. Kitabü’t-Taḥlil. 
  35. Kitabü’l-Emkineti’l-muġlaṭa. 
  36. Kitabü’l-Cedel
  37. Kitabü’l-Burhan. 
  38. Kitabü Şeraʾiti’l-yaḳin. 
  39. Kitabü’l-Ḫaṭabe. 
  40. Risale fi ḳavanini’ş-şiʿr.
  41. Şerḥ li-Kitabi Arisṭoṭalis fi’l-ʿİbare. 
  42. el-Vaḥid ve’l-vaḥde 
  43. el-Mûsiḳa’l-kebir
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İlginizi Çekebilir

Jül Sezar (Julius Caesar)

Çocukluk DönemiJül Sezar, MÖ 100 yılında Roma'nın Subura kentinde aristokrat ancak zengin olmayan bir ailede dünyaya geldi. Tam adı...

Kristof Kolomb

Frederic Chopin

Cem Sultan