Kore Savaşında Türk Destanı: Kunuri Muharebesi

Benzer İçerikler

241. Alayın Yolcuları

Kore’ye giden 1.Türk Tugayı (Kore’de Türk birliklerine verilen kod adı: Şimal Yıldızı ya da Kuzey Yıldızı)  toplam 5090 kişiydi. Tugay komutanlığına Tuğgeneral Tahsin Yazıcı seçilmişti. 17 Eylül 1950 tarihinde İskenderun limanından gemilerle yola çıkan Türk askeri, ailesini geride bırakıp 7000 km ötedeki yardım çığlığına ses vermek için yola çıktı. İşte o gün başlayan bu yolculuk, ileride yazılacak bir destanın ilk adımıydı.

Yakın tarihimizde gerçekleşen ve Kore savaşının dönüm noktası olan Kunuri Muharebesi, insanlarımız tarafından çok fazla bilinmemektedir. Kunuri Muharebesini yazıya dökerken, tarafsız olmak adına bu savaşta yer alanlar ile o döneme şahit olan önemli yabancı şahsiyetlerin söyledikleri ve yabancı basında yer alan yazılara yer vereceğim.

İki Kardeşin Savaşı: Kore

Kunuri Muharebesine geçmeden önce Kore savaşının niçin yapıldığı ve Türkiye’nin bu savaşa neden katıldığı hususunu aktarmak istiyorum. Kore savaşı 1950-1953 tarihleri arasında yapılmıştır. İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra Kore, Güney Kore ve Kuzey Kore olarak ikiye ayrılmıştır. (38. Paralel iki devlet arasında sınır olarak kabul edildi.)

ABD Güney Kore’nin yanında yer alırken Rusya ve Çin komünizm ile yönetilen Kuzey Kore’ye destek verdi. 25 Haziran 1950’de Kuzey Kore ordusu sınır olarak kabul edilen 38. Paraleli geçerek Güney Kore topraklarını istilaya başladı. Bunun üzerine Birleşmiş Milletlere üye olan devletlerin katılımıyla meydana gelecek bir ordunun derhal Güney Kore’ye yardıma gönderilmesine karar verildi. Birleşmiş Milletlerin Güney Kore’ye askeri yardımda bulunması üzerine Çin’in de Kuzey Kore’nin yanında yer alması savaşın büyümesine, birçok insanın ölmesine ve savaşın 3 yıl sürmesine neden olmuştur.

Türkiye’nin bu savaşa katılma nedeni ise şu şekilde izah edilebilir. Kore savaşından önce NATO’ya katılmak için başvuruda bulunan Türkiye, İngiltere ve Norveç gibi devletlerin engellemesiyle karşılaşıyordu. Bu süreci hızlandırmak isteyen Türkiye, Birleşmiş Milletler ordusuna asker göndermiştir.

Kunuri’de Parlayan Kuzey Yıldızı (26-30 Kasım 1950)

Birleşmiş Milletler Kuvvetleri 24 Kasım 1950 sabahı, General Douglas MacArthur komutasında, ana hedefi Yalu Nehri (sınır hattı) olmak üzere taarruza geçti. Bu sırada Türk Tugayı, Amerikan 9. Kolordusunun ihtiyat (yedek) kuvveti olarak Kunuri kentinin 3,5 km güneybatısında konuşlandırıldı. Birleşmiş Milletler Kuvvetleri’nin saldırıları 25 Kasım gecesine kadar sürdü. Bunun yanında 25 Kasım gecesi akınlar halinde başlayan Çin Ordusunun saldırıları tüm cephede büyük şaşkınlığa ve karmaşaya yol açtı.

26 Kasım günü sabah aydınlandığında Çin Ordusu cephenin merkezinde yer alan 2. Güney Kore Kolordusunu yararak hızla cephenin batı kısmında yer alan Amerikan tümenlerine doğru ilerlemekte olduğu anlaşıldı. Güney Kore Kolordusunun bölgesinden Tokchon’a doğru ilerleyen Çin kuvvetleri özellikle Amerikan 8. Kolordusunu ve doğrudan Amerikan 9. Kolordusunu tehdit etmeye başladı.

Bu gelişmeler üzerine 9. kolordu, yedekteki Türk Tugayını bu tehdide karşı ileri sürdü. Gün batımından hemen sonra 26 Kasım’da Tugay, Kunuri-Kaechon-Sinnimni-Wawon-Tokchon doğrultusunda yürüyüşe geçti. Türk Tugayına Tokchon kentini alma görevi verilmişti. Tugay, normal şartlarda yedek birlik olarak kendisine kıyas edilmeyecek bir düşman kuvvetine karşı ve olumsuz şartlar altında savaş alanına doğru yürüyüşe devam etti.

Geceyi Wawon’da geçiren Tugay, 27 Kasım sabahı 05.30’da tekrar yürüyüşüne başladı. Türk Tugayı, Karill Yon Dağı’nın eteklerindeki Tokchon Vadisi’ne sarkmaya başladığı sırada (14.30), Kolordu’dan “Daha fazla ilerlemeyin, ulaştığınız yerde hemen savunma pozisyonuna geçin” emrini alarak durdu. Tuğgeneral Tahsin YAZICI görünüşte pek önemsiz gibi görünen “Eğer Changsangni bölgesindekiler sizin askeriniz değil ise gözlem uçaklarımız o bölgede kimliği bilinmeyen alay büyüklüğünde bir askeri varlık tespit etmiştir.” istihbaratını tehlike olarak algılayarak, Tugaya Kolordu emrinin aksine 15 km geride Wawon’da savunmaya geçmesini emretti.

1950 yılının soğuk bir kasım günü, Türk tugayı ile birlikte olan Antony Herbert’in anılarında olay şu şekilde anlatılmıştır;

Türkler bir birlik kadardılar. Bulunduğumuz tepenin üzerinde mevzilerimizi hazırladık ve gelecek emirleri bekliyorduk. Ben Türkçe bilmiyordum ve onlarda İngilizce konuşan kimse yoktu. Böylece sessiz ve soğuk bir gece geçirdik. Ertesi sabah kendimizi Çinliler tarafından kuşatılmış halde bulduk. Gergindim. Türkler ise oturup piknik yapıyorlardı. Ne tarafa baksalar düşman vardı. Hangi tarafa ateş etseler Çinlileri öldürebilirlerdi. Onlar da, tüm sabahı Çinlileri öldürerek geçirdiler. Ben ise, bir kenarda oturmuş buradan nasıl çıkacağımızın planlarını yapıyordum. Güneş yükseldiğinde herkesin cephanesi iyice azalmıştı ama Türkler inanılmaz derecede sakindiler. Süngülerini taktılar ve gülümseyerek yüzlerini düşmana döndüler. Türklerin oluşturduğu savunma hattı güneye doğru çark etti ve birden kendimi tüm Kore Savaşı içerisinde gördüğüm, en mükemmel eski usul süngü hucümü içerisinde buldum buradan şu dersi çıkardım: “Türkler asla tuzağa düşürülemez. Başı belada olan kişiler onları kuşatanlardır.”

Saldırı çok büyüktür. Mevzilerini koruyan Türk Tugayı Kunuri’de Çin ordusu tarafından çembere alınmıştır. Birleşmiş Milletler ana karargahı ile iletişim koptuğu için Türk birliklerinden ümidi kesmiştir. Japon ve Amerikan radyoları Türk tugayının imha edildiğini duyurmaya başlamıştı. Büyük mücadelelerden sonra yok olduğu sanılan iki yarma harekatı ile Çinlilerin çemberinden kurtulan Türk tugayı ana karargaha ulaştı. Bu durum Birleşmiş Milletler arasında ve dünyada büyük yankı bulmuş övgülerle karşılanmıştı. Çünkü bu savunma harekatı Kore savaşının kaderini değiştirmiştir. Türk askerinin çemberden kurtulması, Birleşmiş Milletlerin askerlerini kurtarmıştır. Düşman ordusun bu harekatıyla birlikte Birleşmiş Milletler ordusunu tamamen imha etmeyi düşündüğü, ancak karşılarında yenilmez Türk askeri olduğu için bu planlarını uygulamaya geçiremedikleri öğrenilmiştir. Özellikle Türk askeri, ağırlıklı olarak ABD’lilerden oluşan 8’inci Ordu’nun hayatını kurtarmıştır.

Kore Savaşı boyunca Türkiye toplam 741 şehit ve 2147 yaralı verdi. Bunların dışında Türk birliklerinden 234 asker tutsak ve 175 asker kayıp sayılmıştır. (Kaynak: TÜRK DÜNYA BASININDA KORE SAVAŞI ve TÜRKİYE s.333) 

Dünyada ‘Kunuri Savaşı’nın Yankıları

“Ateş hattının tam ortasındaki 4500 asker mucize yaratmasını biliyorlardı. Türklerin fedakarlıkları ilelebet aklımızda kalacaktır.” (Washington Tribune)

“Türk Tugayının yürekli muharebeleri tüm Birleşmiş Milletler Kuvvetleri üzerinde olumlu bir etki yarattı.” (Time)

“Kore savaşlarının sürprizi Çinliler değil, Türkler’di. Şu vakitte Türklerin savaşlarda gösterdiği kahramanlığı anlatmak için bir kelime bulmak imkansız.”
(Abent Post)

“Türkler Kunuri’de şanlı tarihlerine yakışır bir kahramanlık gösterdiler. Türkler muharebelerde harika savaşarak tüm dünyanın takdirini kazandılar.”
(Figaro)

“Tarihteki cesaret ve disiplinleriyle bilinen Türkler, Birleşmiş Milletler’in Kore’de giriştiği savaşta bu özelliklerini halen koruduklarını ispat ettiler.”
(Burner, ABD Temsilciler Meclisi Üyesi)

“Türklerin, ne kadar sert savaşçılar olduklarını ve cephede muhteşem başarılar elde ettiklerini bilmeyen tek bir kişi bile kalmamıştır.”
(Claude Pepper, ABD’li Senatör)

“Şimdi anlıyorum ki, Türkiye’ye yardım için lehte kullandığım oy, hayatım boyunca kullandığım en münasip oydu. Mertlik, cesaret ve kahramanlık er ya da geç galip gelecek faziletlerdir. Bu durumda, ben Türklerden daha üstün bir millet tanımıyorum.” (Rose, ABD’li Senatör)

“Türkler düşmanla uzun süredir çarpışıyor ve ölüyor iken, İngiliz ve Amerikalılar geri çekiliyorlardı. Cephaneleri bitmiş olan Türkler, süngülerini taktılar, düşmana saldırdılar ve göğüs göğüse korkunç bir çarpışma meydana geldi. Türkler çarpışmaya devam ederek ve sırtlarında yaralı arkadaşlarını taşıyarak geri çekilmeyi başardılar. Pyongyang’da başları dimdik olarak resmi geçit yaptılar.”
(İngiliz Korgeneral – G.G. Martin)

“Türk Kuvvetleri girdikleri muharebelerde kendilerinden beklenenin çok üstünde bir başarı gösterdiler.” (General Collings – ABD Kara Kuvvetleri Komutanı)

“Binlerce Birleşmiş Milletler askerinin mutlak bir kuşatmadan kaçmasını Türk askerlerinin kahramanlığına borçluyuz. Kore’deki Türk askerleri, Türk ulusunun gelenek ve kahramanlık efsanelerine yeni ve unutulmayacak bir onur sayfası eklemişlerdir.” (Emanuel Shinwell, İngiltere Savunma Bakanı)

“Kahraman bir ulusun kahraman askerleri, sizler 8.nci Ordu ile 9.ncu Kolorduyu kuşatmadan ve 2.nci Tümeni ise yok olmaktan kurtardınız. Bugün buraya sizlere Birleşmiş Milletler Ordusu adına teşekkür etmeye geldim”
(General Walton H. Walker – 8.nci Ordu Komutanı)

“Türkler kahramanların kahramanıdır. Türk Tugayı için imkansız diye birşey yoktur.”
(General Douglas MacArthur – Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Başkomutanı)

Sovyetler, Amerikalılara “sizi bu sefer Türkler kurtardı” şeklinde yayınlar yaparak Türklerin bu başarısını onaylıyordu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir

Babür Şah

Babür Devletinin kurucusu, ilk hükümdarı. "Babürname" adlı eserin yazarı.Babür Kimdir?Zahirüddin Muhammed Babür Mirza, 14 Şubat 1483’te Türkistan’ın Fergana ülkesinde...