İçindekiler
Lyudmila Pavlichenko
Sovyet ordusunda keskin nişancı olmayı tercih eden 2000 kadından birisi olan Lyudmila, kadınların savaş alanında da ne kadar becerikli ve korkulası olabileceğini göstermiştir. Savaş boyunca görev aldığı Odessa ve Sivastapol cephelerinde 36’sı düşman keskin nişancı olmak üzere 306 Alman askeri öldürerek, bir kadının ne kadar tehlikeli olabileceğini kanıtlamıştır. Bir tanıtım ziyareti için Amerika’ya gönderildiğinde kendisini dönemin başkanı Franklin Roosevelt karşılamıştır. Sovyet tarihinde ilk kez bir ABD Başkanı tarafından kabul edilen ilk Sovyetler Birliği vatandaşı olmuştur.
Vassili Zaitsev
Vasily Zaytsev, Rus Kızıl Ordusunda memurdu. Stalingrad Savaşında Naziler sınıra kadar ilerleyince cepheye gönüllü olarak gitmiştir. “Soysuzlar Çetesi” olarak bilinen keskin nişancılar grubuna dahil olmuştur. Normal bir piyade tüfeği ile 30’a yakın nazi öldürünce, kendisine keskin nişancı tüfeği verilmiş, keskin nişancı tüfeği ile üç aylık bir zamanda 242 Naziyi öldürmüştür. Öldürdükleri askerlerin içinde 11 Nazi keskin nişancısı bulunuyordu.
1943 yılında nişan aldığı gözünden ağır yaralandı. Görme kaybı engellenir ancak askerlik görevine tekrar dönmesine müsaade edilmez. Hayatına keskin nişancı eğitmeni olarak devam eder. Eğittiği adamların öldürdüğü insan sayısının 3000’den fazla olduğu tahmin edilmektedir. 2001 yılında Jude Law’ın başrol oynadığı “Kapıdaki Düşman” isimli bir filmle hayatı beyaz perdeye aktarılmıştır.
Korkunç Abdül
Çanakkale Savaşı sırasında Gelibolu cephesinde savaşmış bir Osmanlı keskin nişancısı olan Abdül, Anzak askerlerine yaşattığı korkudan dolayı Korkunç Abdül olarak anılmıştır. Siperine gün doğmadan yerleşip akşam gün batımına kadar hareketsiz beklerdi ve hedefi için en uygun pozisyon oluşmadan ateş etmezdi. Özellikle Alman ve Osmanlı orduları için büyük tehlike oluşturan Billy Sing adlı keskin nişancıyı öldürmek için görevlendirilmiştir. Son hedefi olan Billy için bir hafta beklemiş ve onu gördüğünde ateş etmiştir. Ancak kurşun Sing’in gözcüsünün çenesini parçalamış ve Sing’in omzuna saplanmıştır. Sing bir hafta sonra döndüğünde tekrar karşılaşmışlar ancak Abdül tetiğe basmada geç kalarak Sing tarafından vurularak öldürülmüştür.
Juba
Adı, uyruğu ve özel hayatı bilinmeyen, Irak işgalinde 645 ABD askerini öldüren keskin nişancıdır. Irak İslam Ordusuna çalıştığı tahmin edilmektedir. Öldürdüğü ABD askerlerinin videolarını internete yüklemesi ile üne kavuşmuştur. Ayrıca Bağdat Avcısı olarak da tanınmaktadır. İlk videosunu Kasım 2005’te yüklemiştir. Öldürdüğü asker sayısına bakıldığında normal bir taburdan daha etkili olmuştur.
Thomas Plunkett
Napolyon Savaşları sırasında 1809 yılında, ünlü bir Fransız generalini tam 600 metreden çakmaklı bir tüfek olan Baker tüfeği ile vurması ile ünlenmiştir. İşin ilginç kısmı bu tüfeğin inanılmaz bir nişan hatası veriyor olmasıydı. Bu da gerçek bir yetenek ya da çok büyük bir tesadüftür. Plunkett, arkadaşlarının olaya şans olarak bakmaması için, aynı mesafeden aynı yere bir atış daha yapmış ve bu sefer de generale yardıma gelen yaverini vurmuştur. Ordusundaki askerler 50 metre hedefi için eğitim alırken Plunket 600 metreden aynı hedefe iki atış yapmış ve bu da onun en iyi keskin nişancılar arasında gösterilmesine sebep olmuştur.
Chris Kyle
Ramadi Şeytanı olarak nam salan ABD’li keskin nişancıdır. ABD’nin Irak işgali sırasında 255 kişiyi öldürmüştür. Ordunun gelmiş geçmiş en ölümcül keskin nişancısı olarak tarihe geçmiştir. Savaştan sonra “American Sniper” adlı bir kitap yazmıştır. Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen eski bir ABD askeri Eddie Ray Routh tarafından öldürülmesi, 6 dalda Oscar’a aday gösterilecek bir propaganda filmine dönüşmesini sağladı.
Simo Häyhä
Tüm zamanların en iyi keskin nişancısı olarak kabul edilmiş Finli askerdir. Rusların Finlandiya işgalinden önce çiftçilik ve avcılık yapan Simo orduda görev aldığı 1939 – 1940 yılları arasında Kış Savaşı boyunca 505 kişiyi öldürmüştür. Kızıl Ordu tarafından kendisine “Beyaz Ölüm” lakabı takılmıştır. 100 günden az bir sürede inanılmaz rakamlara ulaşmıştır. Hafif makineli bir tüfekle 200 düşman askerini daha öldürerek, teyit edilmiş öldürdüğü asker sayısını 705’e çıkartmıştır. Tüfeğinde ayrı bir dürbün kullanmayıp mevcut olan demir nişangahı kullanmıştır. Bunun sebebi mevcut olan optik dürbün yüzünden nişan alıp atış yapmak için kafasını daha yukarı çıkarması gerekirdi bu da hedef olma riskini arttıran bir dezavantajdı ayrıca mevcut optik dürbün buğulanabilir ya da dürbüne vurabilecek bir ışığın yansıma yüzünden yerini belli edebilirdi. Ayrıca – 40 derecede nefesinin belli olmaması için ağzında kar ile atış yapan Hayha’nın ünü Rus komutanlarına kadar gitmiş, peşine özel birlikler takılmıştır. Topçu ateşi desteği ile 6 Mart 1940 yılında Bir Rus askeri tarafından çanesinden vurulmuştur. Çenesi paramparça olmasına rağmen hayatta kalmayı başardı ve kısa bir süre komada kaldıktan sonra barış anlaşması imzalanan 13 Mart tarihinde uyanmış, 1 Nisan 2002 yılında 96 yaşında ölmüştür.